BM ve Sivil Toplum Kuruluşları İşbirliğiyle Küresel Gıda Krizi Raporu Yayınlandı
Birleşmiş Milletler’in Roma merkezli kuruluşları FAO ve WFP, Avrupa Birliği ile çeşitli sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu GNAFC, yıllık Küresel Gıda Krizi Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı.
Rapora göre, 2024 yılında belirlenen 65 ülke veya bölgeden 53’ünde 295,3 milyon kişi yüksek düzeyde akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya kaldı. Bu rakamın 2023’e göre 13,7 milyon daha fazla olduğu belirtildi.
Raporda, akut gıda güvensizliğindeki en büyük etken olarak “çatışma” ön plana çıktı. 2024’te akut gıda güvensizliğine maruz kalan insan sayısının altı yıldır arttığı vurgulandı.
Çatışmaların 20 ülkede, ekonomik şokların 15 ülkede ve aşırı hava olaylarının 18 ülkede akut gıda güvensizliğinin ana etkeni olduğu raporda yer aldı.
Afganistan, Kenya ve Ukrayna gibi ülkelerde gıda güvenliği durumunda iyileşme görüldüğü bildirildi.
Gazze’de Gıda Güvensizliği Nedeniyle Felaket Seviyesi
Raporda, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması’na (IPC) göre en kötü seviye olarak kabul edilen Aşama 5’te (felaket/kıtlık) bulunan insan sayısının çatışmalar nedeniyle 2023’e göre 2 katından fazla arttığı belirtildi. Bu insanların yüzde 95’ten fazlasının Filistin (Gazze Şeridi) ve Sudan’da olduğuna dikkat çekildi.
Raporda, “Bu aşamada, insanlar aşırı gıda eksikliği ve başa çıkma kapasitesinin tükenmesiyle karşı karşıya kalır ve bu da açlık, akut yetersiz beslenme ve ölüme neden olur” ifadesine yer verildi.
Gazze Şeridi’nde Gıda Erişimi Kısıtlanıyor
“Mart ayının başında Gazze Şeridi’ne yönelik tüm geçişlerin kapatılması ve iki aylık ateşkesin bozulmasıyla birlikte, gıda erişiminin ciddi şekilde kısıtlandığı” ifade edilen raporda, Sudan, Yemen, Mali ve Filistin’in (Gazze Şeridi) en büyük krizlerle karşı karşıya olduğu belirtildi.
Raporda, Haiti, Lübnan, Myanmar, Nijerya, Filistin (Gazze Şeridi) ve Sudan gibi ülkelerde çatışmaların arttığı ve bu durumun nüfusun yerinden edilmesine yol açtığı vurgulandı. Gazze Şeridi’ne yapılan geçişlerin kapatılması ve insani yardımların engellenmesinin, yerinden edilmelerin artmasına ve akut gıda güvensizliğinin derinleşmesine neden olduğu bildirildi.