Özlem SARSIN
1990’lı yılların başında Zuhal Çelik ve Murat Ödül ortaklığında 20 metrekare büyüklüğünde bir işyerinde meze yaparak temelleri atılan Ege Hazır Yiyecek, bugün Avrupa’dan Amerika’ya, Uzakdoğu’dan Orta Doğu’ya kadar oldukça geniş bir alana Türk ve dünya lezzetlerini ihraç ediyor.
Ambalajlı hazır yiyecekler ana grubu altında hazır yemekler, mezeler, soslar, humus çeşitleri, tatlılar alt gruplarında onlarca çeşit ürünü Türkiye’ ye ve dünyaya sunduklarını söyleyen Ege Hazır Yiyecek Genel Müdürü Özlem Alpbaz, ana markaları Mezzet olmak üzere birkaç farklı marka altında ambalajlı hazır yiyecek pazarında pek çok çeşit ürünü cam, teneke ve plastik ambalajla sunabilen sayılı firmalardan olduklarını ifade etti.
“İşimizi severek yiyoruz”
Kuruluşlarından bu yana mottoları olan “Çocuğumuza yedirmediğimiz bir şeyi, kimseye yedirmeyiz” anlayışı ile gıdaları özenle ve doğal olarak hazırladıklarını vurgulayan Alpbaz, “Fabrikamızda 500 kişilik büyük bir ekip ile çalışıyoruz. Ekibimizin yüzde 90’ı kadın istihdamından oluşuyor. Pek çoğumuz anneyiz ve ürettiğimiz gıdaları çocuklarımız ve ailelerimiz ile gönül rahatlığı ile paylaşıyoruz.
Sağlıklı, lezzetli, hijyenik olmak, müşterilerimizin hayal ettiği ürünleri onlara sunabilmek bizim için çok önemli. Bugün bile sarmalarımız, dolmalarımız tamamen kadınlarımızın ellerinde şekilleniyor. Birçok insan bir fabrikada üretildiği için sarmaların makine ile yapıldığını düşünür, oysaki öyle değil. Yaptığımız ürünler tamamen el emeği ile üretiliyor. Burada tonlarca yaprak saran, 200’ün üzerinde ciddi bir ekibimiz var. Burayı aslında kocaman bir tencere olarak düşünebilirsiniz.
Evlerimizde 1-2 litrelik tencerelerde yapılanlar burada 1-2 tonluk tencerelerde yapılıyor, evimizde nasıl özenerek yemek yapıyorsak fabrikamızda da aynı şekilde yapıyoruz. Zerre kadar fark yok. Dolayısıyla da bu çok kıymetli ve önemli. Çalışanlar olarak bizler de “İşimizi severek yiyoruz” dedi. Üretimin yüzde 30’unun ihraç edildiğini ve hedeflerinin ihracatta büyümek olduğunu belirten Alpbaz, “Mezzet markasını bugün Hint Okyanusu’ndaki küçük bir ada olan Mauritius’ ta da görebilirsiniz, Güney Kore’de market raflarında da.
Avrupa, Amerika, Kanada, Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkeye ihracat yapıyoruz. Yakın zamanda Japonya, Rusya, Avustralya ve Güney Afrika ile de bağlantı kurduk. Dünyanın çeşitli yerlerinde önde gelen gıda fuarlarına katılıp pazar araştırması yapıyoruz. Yurt dışı pazarda zincir ve etnik marketlerde varız. Markamızla üretim yanı sıra tanınmış markalara private label üretim de yapabiliyoruz. Tüm dünyaya Türk lezzetlerini ulaştırmaktan gurur duyuyoruz.”
“Yeni ürün 2024’te raflarda”
Özlem Alpbaz, yakın zamanda yeni ve Mezzet markası altında piyasaya sunacakları ürün hakkında bilgi verdi. Yeni ürünün alışılagelmiş yemek-mezesalata grubundan farklı bir ürün olduğunu söyleyen Özlem Alpbaz, yeni ürünün 2024 yılında pazara gireceğini duyurdu. Özlem Alpbaz ürün hakkında şunları söyledi: “Atıştırmalık olarak tüketilen sürmeli çikolatalı, kakaolu, fındıklı, fıstıklı ve benzeri kremalara alternatif sağlıklı ne yapabiliriz diye düşündük. Bu ürün, çocuklarımızın, annelerimizin çok seveceği tamamen doğal bir besin. Ürünü öncelikle ihracat amaçlı üretmiştik ancak Türkiye’de de satışa sunmaya karar verdik. Yurt dışından siparişler aldık ve deneme yüklemelerimizi yaptık. 2024 yılı içinde de hem ülkemizde hem de yurt dışındaki tüm satış ağlarımızda yerini almasını hedefliyoruz.”
“Yıl sonuna kadar yeni depo hazır olacak”
Müşteri ağının ve taleplerin her geçen gün arttığını, bu durumun da kendilerini yatırım yapmaya sevk ettiğini vurgulayan Özlem Alpbaz, Torbalı’da bulunan iki üretim tesisi ve depolama alanlarına, yeni bir depo alanı inşa etmeye başladıklarını söyledi. Deponun yıl sonuna kadar tamamlanacağını belirten Alpbaz, artan ürün taleplerini karşılayabilmek ve gelecek yıla hazırlık için yeni kazanlar aldıklarını, ana ürünler bazında kapasitenin yaklaşık 2 kat arttığını belirtti. 3 vardiya çalıştıklarını söyleyen Alpbaz, “Hedeflerimize ulaşmak için durmadan çalışıyoruz” diye konuştu.